Dark

Auto

Light

Dark

Auto

Light

Nöropazarlama ile yapılan beyin odaklı pazarlama çalışmalarının etkili sonuçlar getirdiğini biliyoruz. Nöropazarlama çalışmalarına başlamadan önce insan beynini tanımalıyız.

Nöropazarlama bilindiği üzere beyin odaklı yapılan pazarlama çalışmalarıdır. Burada beyni iyi tanımak ve nasıl etkileyeceğini bilmek çok önemlidir. Bu yazımızda nöropazarlama yapabilmek için beyni tanıyacağız.

1500 santimetreküplük ve 6 kilogramlık bu küçük organ, 100 miyardan fazla canlı hücre ve 1 milyon kilometrelik lif bağlantısı içeriyor. Daha ilginç olanı ise, çalışmak için 60 vatlık bir elektrik ampulü kadar enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu da üç öğün yemeğe denk geliyor!

Peki, tam olarak nasıl çalışıyor? Duygularımızı, motivasyonlarımızı, büyük ya da küçük kararlarımızı, böylesine küçük ve karmaşık bir aygıt nasıl ortaya çıkarıyor?

Üç Beyin, Bir Karar Verici

En iyi teknolojiye ya da en kaliteli çözümlere sahip olmak, müşterilerin her zaman sizden satın alacağını garanti etmiyor. Fakat beyin araştırmalarındaki heyecan verici yeni buluşlar gerçek karar verici ile konuşmayı öneriyor, eski beyinle. Bu bir fikri iletmek ya da bir ürünü satmaktaki etkililiğinizi arttırır.

Muhtemelen sağ beyin ile soy beyin arasındaki farkları biliyorsunuzdur. Soldaki yarıküre dil, mantık ve matematik gibi doğrusal düşüncelerin merkezi. Sağ yarımküre ise sanat, müzik, yaratıcılık ve ilham gibi kavramsal düşüncelerin merkezidir.

Beyin aynı zamanda, farklı hücresel ve işlevsel özellikleri olan üç farklı gruba ayrılabilir. Bu iç parça kendi aralarında iletişim kurup sürekli bir şekilde birbirlerini etkilemeye çalışsalar da, her birinin ayrı bir uzmanlığı vardır:

  • Yeni beyin düşünür. Rasyonel verileri işler
  • Orta beyin hisseder. Duyguları ve altıncı his gibi içten gelen hisleri işler.
  • Eski beyin karar verir. Diğer iki beyinden gelen verileri hesaba katar fakat asıl kararı veren odur.

Eski beyin ilkel bir organdır ve temel evrimsel sürecin doğrudan bir sonucudur. Bu bizim “kavga ya da kaçma” beynimiz -kurtarıcı beynimiz- ve aynı zamanda sürüngen beynimiz olarak da adlandırılıyor. Bu beyin hala sürüngenlerde de bulunuyor.

Eski beyne boşuna eski beyin denmemiştir; geçmişi 450 milyon yıl geriye dayanır. Önde gelen nörologlardan Robert Ornestein’ın The Evolution of Consciousness adlı eserinde belirttiği üzere eski beyin yalnızca hayatta kalmamızla ilgileniyor ve milyonlarca yıldır da böyle davranıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; karar verme işleminde eski beynin egemenliğini çok büyük.

Bu durumda satış ve pazarlamadaki zorluk şöyle olmaya başladı: 450 milyon yaşındaki bir beyne nasıl hitap edebilirsiniz? Satışçılar, politikacılar, eğitimciler ve hatta ebeveynler insanları yalnızca sözcükler kullanarak ikna etmenin ne denli zor olduğunu doğrulayabilirler. Sözcükler “yalnızca” yaklaşık 40.000 yıldır etrafımızdalar. Bundan önce, insanların iletişimi birkaç hırıltıdan ve jestten ibaretti. Etrafınızdakileri yazılı bir dille etkilemek kadar zor. Neden mi? Yazılı sözcükler yaklaşık 10.000 yıldır etrafımızdalar ve bu da demek oluyor ki; eski beyin, yazılı sözcüklerden 45.000 kat daha eski! Yazılı sözcükler evrimsel olarak eski beynimizi etkileyecek yeterli zamanı bulamadılar.

Öyleyse böylesine ilkel bir organı yazıya inandırmak mümkün mü?

Eski beyni motive edip ilham vermek için, bütünüyle yepyeni bir dili konuşmayı öğrenmemiz gerekiyor. Eski beyin ise ancak nöropazarlama teknikleri ile etkilenebilir.

Nöropazarlama stratejileri ile dijital pazarlama faaliyetlerinizi yürütmek başarıya giden yolda çok önemli bir tekniktir.

Leave A Comment